Turkiye saldiriya hazirlaniyor
Son günlerde Türkiye’de askeri bir hareketlilik sürmekte. Askeri hareketliliğin hedefi Kuzey Kürdistan’ın, Güney ve Doğu Kürdistan sınırları. Bu alana askeri yığınağın yapıldığı boyalı basında çarşaf çarşaf verilmektedir.Askeri yığınaktan sonra operasyon haberleri gelmeye başladı. Devletin resmi birimleri dağda 5000 gerilla olduğundan bahsediyor. Beş bin gerillaya karşılık 250 000 ( İki yüz elli bin ) asker ‘in bölgeye kaydırılmış olması oldukça düşündürücüdür. Diğer yandan bu hareketin Mali portresi nedir bilen varsa beri gelsin.
Dahası :
Yaşanan süreçte Devleti yönetenler derin devlet denilen olgunun birer neferi haline geldiler. ‘’ Bu ülke için Kurşun sıkanda ,Kursun yiyende şereflidir.’’;’’Bana Milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz’’ ,’’Güvenlik güçlerimiz terörün maşası haline gelmesi durumunda, çocuk olsun, kadın olsun kim olursa olsun gerekeni yapacaktır’’ biçimindeki belirlemeler tarihe birer not olarak düştü. Geçmişten günümüze kadar olan süreçte 4500 Kürt yerleşim birimi olan Köy ve Mezralar yakılıp yıkılarak boşaltılmış durumda. Milyonlarca Kürt insanı yerinden yurdundan sökülerek sonu belli olmayan: Açlığın,sefaletin, ahlaki yozlaşman ile ölümleri içinde taşıyan macera yolculuğuna sürülmüşlerdi. Kuzey Kürdistan da ve Türkiye’nin Metropol kentlerinde eli taşlı ve sapanlı gençler bu sefalet yolculuğunun yan ürünleridir.
Demokratik bir ülkede Olmazsa olmaz, olarak kabul edilen üç kuvvetin ‘’ Parlamento,Yargı ve yürütme’’ Sessiz bir darbe ile işlevi olmayan birer kuruma çevrildi. Yargı kurumunun en üst kurumu olan Hakimler ve savcılar yüksek kurulu Şapkalı ve üniformalıların yöneterek yönlendirdiği bir takım’a dönüştürüldüğüne tanık olduk. Şırnak iddianamesini hazırlayan Van C.Saccısı Ferhat Sarıkaya Avukatlık dahi yapamayacak bir şekilde Meslekten tart edildi. Ama Savcının hazırladığı iddianameyi mahkeme kabul etmiş durumda. Acaba Bu Şapkalı ve üniformalılar Takımı bu Mahkeme hakimlerine ne yapacak, diye sormak gerek.
Kuzey Kürdistan düzleminde binlerle ifadesini bulan faili meçhuller ile yargısız infazlara her gün bir yenisi eklenmişti. Bu infazlar biçim olarak, Bıçaklı,Baltalı ve zaman zamanda ateşli silahlarla yapılarak gerçekleştiriliyordu. Şimdi hedef tahtasına çocuklar konmuş durumda.
Kürt Kökenli Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım, Mit’çi Tarık Ümit,Abdullah Çatlı,Abuzer Uğurlu,Alaattin Çakıcı,Nihat Akgün,Veli Küçük, Nurettin Güven, Sarı Avniler, Kürt Kökenli Hüseyin Baybaşin, Dırej Ali, Nuri Engin, Sedat Peker ve Tevfik Ağansoy ve daha niceleri Millet Vatan Sakarya edebiyatı ile her türlü karanlık ilişkiler ağını sürdürerek Çeteleşti, Çeteleştikçe de Derin devletin gözdeleri durumuna gelen bu çeteler peyder pey Halkımızın ve demokrasi güçlerinin çaba ve çalışmaları sonucu deşifre edilerek ortaya çıkarıldılar. Bu deşifrasyon sonucu bunların bir kısmı tasfiye edildi.Tasfiye edilenlerin yerlerine yeni yeni iyi çocuklar kaydırılarak derin devlet kademeleri arasında kadrosal boşluklar bırakılmadı.
Elinde bomba belinde silah olan bu iyi çocuklar dışında, Müslüman Türk ve diğer azınlıkların dini değerlerinin kullanarak Kürt Halkına ve Ülkesine cihat Çağrısı yapa bilen Derin devletin Müslüman görünümlü cüppe kılıklı elamanları da devreye sokulmuş durumda. Geçmişte Bıçaklı veya satırlı saldırılara bu kez de islami kurallara göre top yekun savaş çağrısı olan cihat çağrısı devreye sokulmuş durumda. Derin devletin elamanı olması muhtemel Cüppeli bir imam Cuma günü verdiği vaaz de Güney Kürdistan ve Kuzey Kürdistan halkına karsı cihat ilan etmiş durumda. Sahi bu cihat çağrısına karşı Dinayet işlerinin tavrı nedir? Bilen varmı?
Camide verilmeye başlanan bu vaaz Tüyler ürpertici olduğu kadar, düşündürücü ve tiksindiricidir de. Bu nedenle Bahse Konu Vaazı ve vaaze cevap veren M.Patix ‘ın yazısı ilginçtir. Bu nedenle iki yazıyı da ‘’www.Kürdistan-Post.com ‘’ sitemizden alarak okuyucuların dikkatine sunmakta yarar var. Bu nedenle Vaaz ve Vaaz’e verilmiş olan cevap aşağıda görülecektir. Cihat Çağrısını ibretle okumakta yarar var.
Görüleceği gibi Saldırı sadece Kuzey Kürdistan’a değil. Ayni zamanda Güney Kürdistan olgusuna ve halkına da yöneliktik.Top yekun bir savaş çağrısıdır. Sahi Sınıra yığılan Bu 250 000 askerin sırrı bu vaizin içinde olmasın. Milyonda bir ihtimal bile olsa Bu bir çılgınlık değilmi? Ne dersiniz?
Değerli Din adamlarımıza düşen görev Bu düşkün cahil Cihat çığırtkanına, Onun seviyesine inmeden İslam dininin insana bakış açısı ile cevap vererek lanetlemeleri gerektiği kanısındayım.
Kürt sorunu bölgenin en yakıcı sorunlarından biridir. Cihat Çağrısı; Devletin Askeri ve silah gücü üstünlüğüne dayanan,zor yöntemiyle çözülemez.Bu iki yöntem çözümsüzlüğü derinleştirir.Çözümsüzlüğün derinleşmesi : Daha çok kan ve daha çok yoksullaşmayı içinde taşımaktadır. Daha çok Kan ve yoksullaşma Hem Türk halkı için ve hemde Kürt halkı için yeni bir kaosu yaratır. Kürt sorunu Köklü bir Çözümü gerektirir. Bu da : Demokratik sistem içinde, demokratik federal bir sistemden geçer. Bu yönde adım atılarak bir uzlaşı olmazsa, Hem Kürtlerin Ve Hemde Türklerin işi zor.
Her halükarda tün bu zorlukları birlikte aşacağız. Başka yolu yoktur. Bu nedenle Akıl ve sabır gücü ile hepimize kolay gelsin.
Nusrettin Yilmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder