20 Temmuz 2007 Cuma

DERSİM DE NELER OLDU..?

DERSİM'DE NELER OLDU?

DERSIM FORUM

Hüseyin DEDESOY
"Kürdistan'ın Bağımsızlığı" icin Yola cıktığını idda eden irili ufaklı ne kadar örgüt varsa sanırım ilk örgütlenmesini Dersim'de başlattı।Dersim deki Siyasi "Sol" yapılanma onlarla sınırlı değildi elbet. Bunun önceside vardi...

Herkesin bilgisi dahilindedir: Yıl 1970-73. Türkiye de Siyasi olaylar almış başını gidiyor. Öğrenci hareketi diye adlandırılan dönemin siyasi yapısı gittikce radikkaleşip basit üniversite anfilerindeki gösteriler, gittikce yerini Silahlı eylemlere bırakır. Dönemin gencleri guruplar halinde silahli mücadelenin yolarını arar ve eylemleri gittikce radikalleşir....
İşte herşey ondan sonra başlar:Dersim in başıda o gündür bu gündür bir türlü şu silahlı küllahli adamlardan ve olaylardan kurtulmaz।

Dersim in Tarihine dayir yaptığım belgesel bir film calişması sırasında,Farkli cevrelerden bircok kişi ve kurumla görüşmeye caliştim। Dönemin siyasi önderlerinden ve TKP/ML- TIKKO hareketinin tanınmış Şahsiyetlerinden Sayın Muzaffer ORUCOĞLU'ylada bir görüşme yapmıştım ve İlk sorum şu olmuştu। "...Türkiye'de gerilla mücadelesi için onca yer, dağ ve arazi varken Neden DERSİM'i sectiniz. Niye DERSİM.?...". Özet olarak hatırlıya bildiğim kadarıyla şöyle bir şey demişti, "...Çünkü ordaki halk potansiyel olarak ilerici özellikler taşıyan ve isyan ruhunun daha güclü olduğunu düşündüğümüz icindi,...birde tabi doğa yapısıda gerilla mücadelesi icin daha elverişli ve barınmaya uygunluk teşkil ettiği icin..." Peki oraya gittiğinizde, ordaki halkla karşılaştığınızda ve daha yakınen tanıştığınızda sizi nasıl karşıladılar ve ne düşünüyorlardı. Diye ikinci sorumu sormuştum. Cevabı ise şöyleydi: "...Halk bizi istemiyordu..., cok cekinoyorlardi ve korkuyorlardı...'bize yeniden 38'i yaşatacaksınız, gidin buralardan, devlet bizi rahat bırakmaz॥vs' türünden kaygıları vardı...özelliklede erkekler böyle düşünüyordu, ama kadinlar daha cesur davranıyordu. Biz zıyarete gittiğimiz köylerden ayrıldığimizda gizlice arkamizdan ekmek vb, yiyecek getirip veriyorlardı. Kadınlar daha cesaretli davraniyoru..."

Sonra olanlar oldu...Onlardan bir kısmı vuruldu. Kimi tutuklandı9. Kimi ceza evinde öldürüldü ama orda ateşi tutuşturmuşlardı birkez. Sonrakiler onlarin öcünü alacagiz adına yine dağlara cıktılar ve yine vuruldular, yine öldüler...derken bu iş sürdü de sürdü.
12 Eylül 1980 Askeri darbesinden sonra bu kez görevi "Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi" adina PKK hareketi devraldi। Öncekiler "Sosyalist Türkiye için Devrimci Demokratik Halk İktidarını" kuracaklardı. Bunlarda " Bağımsız birleşik Kürdistan" kurma adına Dersim dağlarını işkal etmeye başladılar.

Öncekiler "ispiyoncu, ihparcı" diye köy muhtarlarını cezalandırırken. Bu yeni işbaşına gecenler toptan köyleri hedef alıp, " hayin, ihanetci ve işbirlikci diye" köyleri boşaltilar. Bir bütün olarak tüm aileleri, aşiretleri ve halkı karşılarına alıp; aciz, becare ve yılgınlığa uğratıp göc ettirdiler.
Tabi Devletin pusuda bekliyen JITEMİ, İTİ, MİTİ ve Kontrasi ise tam bir talan ve işkalin sarhoşluğunu yaşadi ve DERSİMLİLERE 38' den beter bir zulüm yaşattı.
O zavallı köylü 72'de " Siz bize 38'i yeniden yaşatacaksınız" derken demek cok haklıymış endişelenmekten ve korkmaktan...

Bugün olanlar ise artık tüm bu zulüm ve zalimlikten sonra geriye kalanları, Dagdakilerin varlığı bahane edilerek devletin askeri gücüyle sindirme ve susturmayı sürdürürken bir yandan da Kültürel ve ideolojik olarak oranın dokusu ve ruhuyla oynanmaya calışılıyor। Dersimin Yüz yıllardır var olan kültürel dokusu ve ruhani yapısı yok edilmek isteniyor.

İşte Bir kac gün önce bir tören esnasında minik yavrulara giydirilip ortaya sunulan görüntü bunun ilk işaretini veriyor। Türkleştiremediğini Müslümanlaştırıp sonrada koyun gibi gütmek. Devlet yüz yıllardır Kürtleri böyle eğitip eğemenliği altına aldı. Bugün de Dersimlileri Kürtleştirip sonrada müslümanlaştırarak muradına ermek istiyor.

Eğer Dersim belediye başkani gercekten Dersimli ise ve Dersim icin calışacaksa önce o Müslüman Kürt kardeşleriyle ilişkisini koparmalı। Talimatlarını Ümralıda değil Dersim halkından almalı. Yüzünü Diyarbakır - Urfaya - Mardine Değil. Dersime, Kockiriye ve Binboğaya dönmeli.

Aksi Taktirde Dersim atalarının Darağacında Söylediği o sözlerin ağır vebaline girer ve onların ahında kurtulamaz gider...! "Kürdistanın bağımzsızlığı icin Mücadele eden Kürtlerde elini Dersimin yakasında ceksinler, artık yeter। O halkı ikili işkal altında tutmaktan daha büyük zalimlik ve zulümlük olmaz.

DERSİM NE ZAMAN TÜRK ASKERİ, KÜRT SİYASİ VE SOL SİLAHLI ÖRGÜTLERİN İSKALİNDEN KURTULURSA O ZAMAN HUZURA KAVUŞUR....BU BÖYLE BİLİNE।

EY DERSİM।! GÜNAHIN NEYDİ DE BU ZALIMİN VE ZULMÜN PENCESİNE DÜSTÜN. SEN İNSANA DEĞER VERDİNDE O NEDEN SANA ÖNEM VERMİYOR.

Sevgi ve Saygılarımla
Hüseyin DEDESOY




Hiç yorum yok: